Gecenin karanlığına bürünmüş İstanbul, ışıklarla donatılmış bir masal şehri gibi görünüyordu. Anadolu Yakası’nın sokaklarında hafif bir rüzgar esiyordu. Ben ise evimde, karşılaşacağım o özel erkek için hazırlanıyordum. Her detay önemliydi; kıyafetim, parfümüm, hatta iç çamaşırlarım bile onun dikkatini çekecek şekilde özenle seçilmişti.
Kapı çaldığında heyecanla karışık bir güven duygusu sardı içimi. Karşımdaki adam, gözlerinden okunabilecek bir çekingenlik ve tutkulu bir bakışla beni süzdü. İlk adımlar her zaman özeldir; bu da onlardan biriydi.
“Sıcak bir kahve içer misin?” diye sordum. Ancak ikimiz de kahveden çok daha fazlasını istiyorduk. O anki sessizlik, bizi birbirimize yaklaştıran bir mıknatıs gibiydi. Konuşmalarımız kısa, bakışlarımız uzun sürüyordu.
Yatak odasına doğru yöneldiğimizde, onun beni ne kadar dikkatle izlediğini fark ettim. İçimdeki arzular, bu geceyi farklı bir deneyime dönüştürmek için beni yönlendiriyordu. İpek çarşafların serinliğiyle birleşen sıcak dokunuşları, ilk kıvılcımı ateşledi.
“Seninle her şey farklı,” dedi alçak bir sesle. Ben de hafif bir gülümsemeyle karşılık verdim. Ellerimiz, vücutlarımızın her detayını keşfetmeye başladığında, sanki zaman durmuştu.
Birlikte sınırlarımızı zorlamaya başladık. Onun fantezilerini gerçekleştirmek, beni de büyüleyici bir maceranın parçası haline getirmişti. Yavaşça kulaklarına fısıldadığım sözler, onu daha da cesaretlendirdi.
Siyah dantelli iç çamaşırlarım, onun tutkulu bakışlarına dayanamadı. Onun isteklerine teslim olmuş gibi görünsem de, aslında her anı ben yönetiyordum. Parmak uçlarındaki hassasiyet, her hareketinde bana onun kontrolü ne kadar sevdiğini hissettiriyordu.
Yatakta geçirdiğimiz bu zaman, sadece bir fiziksel temas değildi. Aramızdaki bağ, bizi başka bir boyuta taşıdı. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren bu deneyim, ikimiz için de unutulmazdı.
O gece, ikimiz de birbirimizi çok daha iyi tanımıştık. Sadece bedenlerimizi değil, ruhlarımızı da paylaşmıştık. O kapıdan çıkarken, ikimiz de bu gecenin uzun süre hafızalarımızda kalacağını biliyorduk.
“Bir sonraki buluşma için sabırsızlanıyorum,” dedi. Ben de hafif bir tebessümle cevap verdim: “Belki daha fazlasını hayal etmelisin.”